Bu kitapta, Kıbrıs Cumhuriyeti devletinin Kıbrıs Rum kanadı tarafından önceden belirlenmiş hedefler doğrultusunda girişilen askeri ve diplomatik hamleler irdelenmektedir. Buna paralel olarak, savunma pozisyonunda kalan Kıbrıslı Türkler ve diğer aktörlerin (Türkiye, Yunanistan, İngiltere, ABD, SSCB ve BM örgütü) bu hamleler karşısındaki tutum ve tepkileri anlatılmaktadır. Sömürge dönemi sonrası Kıbrıs tarihinin dönüm noktalarından birini teşkil eden 1963 ve 1964 olayları karşısında Kıbrıslı Türklerin içine düştüğü durum, karanlıkta kalmış yönleriyle, tasvir edilmeye çalışılmıştır.
Gerçekten de 1963-64 yıllarında yaşanan travma binlerce kişinin hayatını derinden etkilemişti. Saldırılar yüzlerce ölüme neden olmuş, masum sivillerin yaralanmasına yol açmıştı. Kıbrıs Türk nüfusunun önemli bir kısmı evlerinden ve topraklarından sökülüp atılmıştı. Dahası, terör ve vahşet dalgası, 1960 yılında kurulan iki toplumlu ortaklık devletinin de ortadan kalkmasına neden olmuştu. Devletin Kıbrıs Rum kanadı silah zoruyla hükümet idaresini gasp etmişti.
1963-64 dönemindeki kaosun en çarpıcı sonucu, iki toplumun siyasi eşitliği ve etkin katılımı üzerine kurulmuş olan anayasal düzenin birden lağvedilmesi ve yerini münhasıran Kıbrıslı Rumların kontrolündeki bir idareye bırakmasıydı.