Erol Sever, İslam’ın Kaynakları 1: “Çoktanrıcılık, Hıristiyanlık ve Kâbe” isimli yapıtında, “İslam öncesi Arap şairleri, Kâbe’nin tanrısını, Hıristiyanlığın tanrısı olarak görüyorlardı ve bunun sonucu olarak da, Kâbe kültüne, İsa’ya yönelik olduğu için katılıyorlardı” saptamasıyla İslam’ın çoktanrıcılık ve Hıristiyanlıktaki tarihsel kökenini mercek altına alıyor.
İslam’ın Kaynakları 2: “Muhammed” isimli kitabında İsa ve Peygamberlik kökenli ilk Hıristiyanlık tasarımını, Batı Hıristiyanlığını ve İsa ile Muhammed karşılaştırmasını yaparken, Muhammed sonrası Ortodoks İslam’ın, politik nedenlerle İslam’ın oluşum tarihini değiştirerek, kendi resmi tarihini ve kendi resmi Muhammed imgesini oluşturma sürecini anlatıyor.
İslam’ın Kaynakları 3: “Kitabı Mukaddes” isimli bu eserinde ise Eski Ahit, Yeni Ahit ve Kur’an’ın Ayetleri eşliğinde dinleri karşılaştırmalı olarak anlatıyor. Aralarındaki benzerlikleri açık bir şekilde ortaya koyuyor. Kitap Yaratılış öyküsünden başlıyor, Nuh ve Tufan gibi önemli olaylar, mitler dinlerin savaş ve barışa, kadın yaşamına bakış açısı vb karşılaştırmalı olarak okuyucuya sunuluyor.
Yazarımıza göre dinler oligarşik iktidarlar tarafından, cezalandırma ve korkutma politikalarıyla insanları yönetmek ve daha kolay sömürebilmek için ortaya konmuş araçlardır. Bu bağlamda kadınlar meta, ticaret ve savaşlar ise sömürünün birer sonucudur. Erol Sever, kitabında bu gerçeği tekrar tekrar sergiliyor ve dinler arasında bu konulara bakışın çok da farklı olmadığını ve birbirlerinden çokça etkilendiklerini karşılaştırmalı olarak ortaya koyuyor.
Birbirini tamamlayan her üç kitabını da okumanızı öneririz.