Klasik Siyaset Felsefesinde Şehir ve İnsan, Leo Strauss’un 1962 tarihli Page-Barbour Konferansları’nı genişletilmiş biçimde bir araya getiriyor. Strauss düşüncesinin antikler-modernler karşıtlığı ya da teolojik-politik problem gibi en temel yoğunlaşma noktalarını görebileceğimiz bütünlüklü bir manzara sunuyor bize. Strauss’un Politika, Devlet ve Peloponnesos Savaşı üzerine yaptığı üç ayrıntılı incelemeyi, şehrin klasik formülasyonundan felsefe öncesi şehir anlayışına uzanan, derinleştikçe kapsamı genişleyen ufuk açıcı bir kazı çalışması olarak okumak mümkün. Bu çalışmayı önemli kılan şey bir filolog hassasiyeti ya da bir felsefe tarihçisi otoritesi değil, Soğuk Savaş’ın doruk yıllarında modern siyaset felsefesinin çıkmazları ve Batı’nın bunalımı üzerine düşünen bir filozofun inatçı ciddiyeti. Tıpkı metafiziğin modern fizik ile elendiği düşüncesi gibi, siyaset felsefesinin onun halefi görülen siyaset bilimiyle elendiği düşüncesinin de yaygın olduğu bir ortamda Strauss, siyaset felsefesini yeniden inşa etmenin ne anlama geldiğini bu metinde bize açıkça gösteriyor. Tam da bu nedenle, çoğu filozofun varlık ve bilgi üzerine konuştuğu yerde şehir ve insan üzerine konuşmayı tercih ediyor.