Klasik Türk edebiyatı sahasında uzunca bir zamandır yapılan çalışmalarla çok iyi görüldü ki bu edebiyat, hayattan da tabiattan da öyle söylendiği gibi kopuk değildir. Dizelerin arka planına nüfuz edilebildiği ölçüde kaynağını yaşananlardan alan, farklı alanlarla ilgili çıkarımlar yapılabilmektedir. Bu edebiyatın şairi de yaşadığı devrin tarihî hadiseleri, tabiat unsurları gibi pek çok husustan bir şekilde etkilenmekte ve bunlara çoğu zaman sanatsal bir ifade ile eserinde dolaylı da olsa yer vermektedir. Bu bağlamda dağların da klasik edebiyat şairinin ilgisiz kalmadığı ve etkilendiği bir konu olduğu görülmektedir. Bu eserde, taranan yüzlerce Türkçe divan arasından örnek beyitler alınan 206 divan üzerinden şairlerin “dağları” edebî bir unsur olarak nasıl kullandıkları belirlenmeye çalışılmıştır. Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümünde dağ kavramı üzerinde tanıtıcı açıklamalar yapılmış, ikinci bölümde klasik Türk şiirinde ismen yer aldığı tespit edilen dağlar sıralanarak bu dağlar hakkında açıklayıcı bilgiler verilmiştir. Kitabın son bölümü olan üçüncü bölümde de dağ kavramının şairlerin zihin ve gönül dünyalarındaki çağrışımlarının ve dağın ilişkilendirildiği mefhumların tespiti yapılmıştır. Bu yapılırken özel ismi ile zikredilsin ya da zikredilmesin divanlardan seçilen beyitlerin örnekliğiyle dağın arkasında yatan ve dağ ile bir şekilde irtibatlandırılmış bilgiler, inanışlar, düşünceler, duygular, hayaller, ayetler, hadisler, kalıp ifadeler, dinî-tasavvufî kavramlar, şahıslar, hayvanlar, bitkiler gibi hususlar ortaya konmaya çalışılmıştır. Bu kitap, klasik şiire ilgi duyanları dağ teması üzerinden eski şiirde bir keşif yolculuğuna davet etmektedir.