Hüseyin Rahmi her şeyden önce sosyolog ve psikolog değildir, o bir romancıdır. Fakat Kokotlar Mektebi müdiresi, Hüseyin Rahmi’yi topluma hizmet eden bir filozof olarak görür ve onunla metreslerin durumu üzerine tartışır. Yazar, bir kokotu seven yeğeni İrfan Yekta sebebiyle karşımıza bir roman kahramanı olarak çıkar.
Kokotlar Mektebi’nden aldığı bir metresle yaşamaya başlayan bir adamın karısı da genç bir erkekle dost hayatı yaşamaya başlar. Karı kocanın yaşadıkları, romanın ilgi çekici hikâyelerinden biridir. Romanda yalnızca cinsel arzularına göre hareket eden bir grup insanın yaşantısına ve görüşlerine yer verilir.
Yazar eserin inandırıcılığını şu sözlerle okuyucuyu uyararak dile getirir: “Bu hikaye baştan sona hayalîdir. Kokotlar Mektebi’ni İstanbul’un hiçbir semtinde boşuna aramayınız. Bulamazsınız.”