20. yüzyılın en etkili kalemlerinden Simone de Beauvoir’ın ilk romanı Konuk Kız 1943’te, İkinci Dünya Savaşı devam ederken yayımlandı. Bu tarihte Fransa, Almanya’nın işgali altındaydı ve işbirlikçi Vichy Hükümeti vatan, aile, çalışma gibi değerleri öne sürerek kitleleri elinde tutmaya çalışıyordu. Konuk Kız, bu anlayışa tamamen karşıt bir kurgu ve atmosfere sahiptir. Savaş yaklaşırken Paris’te bir tiyatroyu ayakta tutmaya çalışan Pierre ve Françoise çiftiyle himayelerine aldıkları, taşradan gelen genç kızın hikâyesi, dönemin yerleşik yargılarına ve hükümetin ideallerine alabildiğine uzaktır. Üçlü bir ilişkiye dönüşen bu birlikteliğin taraflarının ötekinin varlığıyla sarsıldığı, çatışmalara sürüklendiği Konuk Kız, Simone de Beauvoir’ın hayatından ve savaş öncesinde içinde bulunduğu düşünce dünyasından izler taşır.