Kendilerini avutmaya, bizleri de aldatmaya çalıştıkları gözler önündeki olayların en günceli türban olayıdır. Yirmi birinci yüzyıla onüç yıl kala, kendisini Avrupa ailesinden sayan Türkiye'nin devlet adamları aylardan beri türban olayıyla uğraşıyorlar: Üniversite öğrencisi kızlar, İslam koşuluna uygun olarak saçlarını göstermemek için türban takabilirler mi, takamazlar mı?
Bugün kızların başlarından başörtülerini çıkarmalarını laiklik ve Atatürkçülük sananlar şunu bilmelidirler ki, o zavallı kızlarımıza başörtülerini örttürüp onları ortaçağ kılığına sokanlar kendileridir.
İlkokuldan başlayarak okullara din dersi koyacaksınız. Okula gidemeyenleri de kuran kurslarında eğiteceksiniz. İmam-Hatip okullarının sayısı, meslek okullarının sayısını aşacak. Sonra da böyle bir eğitimle yetiştirdiğiniz kızlar başörtüsü örtmeyecekler! O din derslerinde Âdem'in (yani erkeğin) kaburga kemiğinden yaratıldığına inandırılan kızlarımızın başörtüsü örtmemeleri olanaksızdır.
Hem kız çocuklarını başörtüsü örtmeyi zorun sayacak biçimde eğitip, hem de Atatürkçülük diye başörtüsü örtmelerini engellemeye çalışanların, başörtüsünden çok daha aşırı ölçüde irtica (gericilik) olayları karşısında niçin sustuklarını anlamaya çalışmalıyız.