Belçika’da bir Orta Çağ kasabasında, sabahın erken saatlerinde altı kör dilencinin uyuduğu ahırın kapısı çalınır ve kendilerinden resimleri yapılacağı için hazırlanmaları istenir. Fakat tıpkı körler gibi, bu haberi verenler de körlerin resimlerinin kim tarafından veya neden yapılacağını bilmemektedir. Böylece körlerin yürüyüşü başlar.
Belçikalı ressam Pieter Bruegel’in dünyaca ünlü Körler Kıssası (1568) tablosundan esinlenerek kaleme alınan Körler Kıssası’nda, tablonun yaratılış süreci, resmedilen altı körün bakış açısından, bu altı kör sanki yekvücutmuşçasına birinci çoğul şahıs ve şimdiki zaman kipiyle anlatılır.
Hofmann’ın romanı, Bruegel’in başyapıtı kabul edilen tablonun kurgusal yaratılış sürecini anlatırken mevcut grotesk üslubu bozmaz; üstelik absürt tiyatronun döngüsel, tekrarlı mizansen ve diyalog yapısını da kullanarak tabloyu âdeta yaşayan bir organizma haline getirir.
Gert Hofmann’ın kurmaca sanatının sınırlarını ustaca zorlayan eseri Körler Kıssası, Gül Gürtunca’nın Almanca aslından çevirisiyle…