“Virüs, kara kargalar, tabut gibi bir çatı. Her şeyin ölümü hatırlattığı bir ortam. Korku filminde kullanılabilecek metaforların çoğu mevcut. Lakin film o kadar yavaş ilerliyor ki, seyreden filmden kopuyor ya da her gün aynı filmi seyreden insanın artık ürperecek sahne bulamaması, her sahneyi çözdüğü için korkmaması gibi bir durum yaşanıyor. Hapishanenin şimdiki halinin uyandırdığı da böyle bir his. Bir tabutun içinde yaşadığınızı düşünüyorsunuz, leş kargaları dönenip duruyor tepenizde ve dünyanın en kolay bulaşan ölümcül virüsü sizi bulabilir. Ama korkmuyorsunuz...”
Erol Zavar
“Korona günlerinde içeride olan güzel insanları unutmayın, dışarıda yağmur yağsa içeride zemheri oluyor, bizden çok daha zor koşullarda yaşama tutunmaya çalışıyorlar…”
Adil Okay
“Sevgili Adil Okay’ın bu çağrısı ne kadar önemli demiştim kendi kendime. İnsan hakları alanında çalışan birisi olarak bilgi ve birikimim doğrultusunda yazmamı istediğinde de hemen kabul ettim. Okay’ın kurucuları arasında yer aldığı Görülmüştür Kolektifi’nin 10 yıldır yaptığı o kadar önemli şeyler var ki. Bildiğimiz klasik sivil toplum kuruluşu kalıplarını yıkarak gayet devrimci bir örgütlenmeyle yaptıkları işlere hep saygı duydum. Benim de bir yazıyla katkı sunduğum, ‘Korona Günlerinde Mahpusluk’ adlı bu kitap, inanılmaz bir emeğin ürünü. Görülmüştür Emekçileri bir Demokratik Kitle Örgütü gibi çalışarak, bütün deneyimlerini de kullanarak çok önemli bir çalışmaya daha imza atmış. Yine bütün duvarlar ortadan kaldırılmaya çalışılmış, içeridekiler ve dışarıdakiler buluşturulmuş. Güzel yürekli insanların akıl ve vicdanlarının buluşması diyorum buna ben…”