Hayatta kalmak için Tudor Hanedanı’nın iktidarını kabul etmek zorundaydı Çünkü düşüşü ondan iyi bilen kimse yoktu. Margaret, Plantagenet ailesinden olduğu için kralın annesi Kızıl Kraliçe tarafından tahta yönelik bir tehdit olarak görülüyordu. Adını gölgelerin ardına gizlemek için bir Tudor destekçisi Sör Richard Pole ile evlenmek zorunda kaldı ve genç Galler Prensi Arthur ve onun güzel eşi Aragon’lu Katherine’in koruyucusu oldu.
Ancak Beyaz Prenses’in kuzeni Margaret’in kaderi, ona saklanabileceği bir hayat vaat etmiyordu. Trajedilerle dolu hayatında önce yoksulluğu tattı, çocuklarından ayrı kaldı, sonra da beklenmedik bir ölümle genç kral 8. Henry’nin sarayında yeniden zirveye çıktı. Kraliçe Katherine’in zaferinin de dramatik düşüşünün de en yakın tanığı oldu.
Tudor sarayı son hızla yozlaşırken Margaret artık tarafını seçmek zorundaydı. Ya giderek zalimleşen 8. Henry’ye bağlılığını sürdürecekti ya da sevgili kraliçesine. Tekerrür eden kaderin kıskacında kıvranan Margaret için en zoru ise eski bir lanetin Tudor’u avucuna aldığını herkesten gizlemekti...