”Meclis-i Mebusan'da söylediğim gibi, size de şunu söylememe izin verin: Ben sosyalistim, inanmış bir sosyalistim. Sosyalist ne hayduttur ne de terörist...
Diyebilirim ki bütün ömrüm Osmanlı yasalarım incelemekle geçmiştir. İnanıyorum ki, Ermeniliğin kurtuluşu, Osmanlılığın kurtuluşundadır. Son dört yıllık siyasi yaşamımda Doğu Anadolu sorununu, benzer sorunlarla birlikte tümüyle inceledim. Ve sorunların aslını, eski ve yeni içişleri bakanlarından daha iyi kavramış bir Osmanlı olarak bütün kalbimle yüksek şahsınızı temin ederim ki, gelecekte yeni belalara sahne olmağa aday olan bu yöreler, bu yazıda belirtilen çözümler sayesinde sakinleşecek ve kısa zamanda bayındır hale gelerek olası saldırılara karşı sağlam bir duvar oluşturacaktır.
Burada doğdum, burada büyüdüm, burada yaşadım ve bütün samimiyetimle burada uzun yaşamak isterdim. Yazık!
Şimdi, sevgili karıcığım, bizim için son perde açılırken, daha fazla yazacak gücüm kalmadı. Hayatta kalamazsam, çocuklarıma son öğüdüm ve arzum; her zaman birbirleriyle uyum içinde olsunlar, sana saygı göstersinler, senin kalbini kırmasınlar ve beni de hatırlasınlar.”