Mart 1921’de Petrograd yakınlarındaki Kronştad deniz üssünde, donanmaya bağlı asker ve işçi sovyeti delegeleri, çeşitli konulardaki taleplerini 15 maddelik bir program halinde hükümete sundular. Ancak, Bolşevik hükümetin Kronştadlıları karşıdevrimcilikle suçlayıp taleplerini reddetmesi üzerine, denizciler ayaklandı. Hükümetin, hava bombardımanı ve topçu ateşiyle desteklenen ve 10 gün süren saldırısı sonucunda, 17 Mart 1921 günü Kronştad düştü. Ayaklanma kanla bastırılmış, resmi açıklamalara göre yalnızca hükümet kuvvetlerinden 527 kişi ölmüştü. Binlere ölü ve yaralının yanı sıra, topçu ateşinin buzları kırması üzerine Baltık sularına gömülüp kaybolanların sayısı ise bilinmiyordu. Daha birkaç ay öncesine kadar Rus Devrimi’nin efsanesi olan Kronştad denizcilerinin karşıdevrimci diye suçlanması ve "kendi hükümetleri"ne karşı ayaklanması ne kadar ilginçse, bir "işçi hükümeti"ne karşı savundukları talepleri de en az o kadar ilginçti: İşçi denetiminin sağlanması, Sovyetlerin özgürce seçilmesi ve seçilen delegelerin gerektiğinde geri alınabilmesi, Diğer partiler için basın ve ifade özgürlüğü ve siyasi af ilan edilmesi... vb. Her kitle hareketinin temel istemleri olan bu taleplerin, "proletarya devrimi"nden sonra yeniden gündeme gelmesi ve kanla boğdurulması ne demekti? İda Mett, bu tarihi, kurşuna dizilenlerin ağzından anlatıyor.