Türkiye’de ki yönetici elit için Washington çok önemlidir. Washington’un siyasi ve ekonomik desteğini almak onlara güven verir. Bu yüzden onlar Washington’u hiçbir zaman boş bırakmamışlardır. Bir ayakları her zaman Washington’dadır. Türk dernekleri içindeki faaliyetleri, açtıkları ofisler ve ilişkide oldukları kişilikler ile her zaman varlıklarını hissettirirler.
Bu çalışma içerideki insanların gözlemleri, anıları ve karşılıklı iletişimde bulunduğu insanların düşünceleri çerçevesinde yaklaşık on yıllık bir dönemi kapsayan Washington’da ki Türkiye’nin yazılmamış tarihinin sosyolojik bir analizidir. Türkiye 28 Şubat sürecinden veya düşük yoğunluklu savaş olarak adlandırılan PKK ile mücadeleden geçerken acaba Washington’da neler olmuştur veya Türkiye-İsrail siyasi ve askeri ilişkilerinin Washington’daki yansıması veya yansımaları nasıldır? Washington düşünce kuruluşları ve lobilerinde Türk veya Türk olmayan katılımcıların eşliğinde Türkiye ve Türkiye’nin ilgilendiği; Kürt meselesi, azınlıklar, Kıbrıs gibi en önemli konularla ilgili açık veya gizli görüşmeler bu toprakların insanlarına istikbâl tayin etmeyi amaçlayan elitist, tek tipçi ve tek merkezci anlayışın tezahürleridir.
Bu tezahürleri deşifrenin yanı sıra o dönemlerde Washington’da faaliyette bulunan başlıca Türk lobi ve düşünce kuruluşlarının ise farkındalıktan ne denli uzak olup kendi iç işleyişlerindeki oligarşik tahakkümlerini sürdürebilmelerinin kendileri bakımından esas milli gaye (!) olarak belirlendiğini okudukça, kuşatılan Türkiye’nin en büyük zaaflarından birisinin Türk isimli kişiler ve dernekler olduğunu anlayacak Türk lobiciliği ve diasporasını eleştirel anlayışla değerlendirmeye başlayacaksınız.