“Kulleteyn”, “iki kulle” (yaklaşık 13 ton) su demek. Durağan bir suyun temiz (“tahir”) sayılabilmesi için Şaf i mezhebine göre bu kadar olması yeterliydi. Daha az olamazdı. Bu kadar oldu mu, içinde ne bulunursa bulunsun “temiz”di artık; “pislik”lerle dolu bile olsa…Doluydu zaten. İlk görüşte bataklık bile sayılabilirdi. Ama mademki Şeriat temiz demişti, temizdi. Şeriat neye pis diyorsa, pis olan da oydu.
Şeyh, ağa ve molla üçlüsünün eliyle Doğu Anadolu’nun insanlarına “kader” olarak örülmüş yaşamdan bir kesit. İnsanlara yeniden giydirilmek istenen Şeriat’ın nasıl bir ilkellik olduğunu çarpıcı biçimde ortaya koyan bir yapıt.Sömürgenlerince övgüsü yapılan İslamın nasıl bir şey olduğu gün ışığına çıkarılıyor.