Muhterem okuyucularımın yazdıklarımı değerlendirebilmeleri hususunda izlediğim yöntemi bilmelerinde fayda görüyorum. Bu yöntemi aşağıdaki gibi özetlemek mümkündür:
- Söylediklerimin, Kur'an'ın, bütün beşeriyeti kucaklayan evrensel ve genel ruhuna uygun olmasına dikkat ederim.
- Büyük alim ve müçtehitlerin ilkelerine ve yöntemlerine önem veririm. Ama feri hükümlerde içine düştükleri çelişkilerden Kur'an'ın ruhuna ve felsefesine uygun gördüğümü alır, diğerlerini reddederim.
- Kur'an'ın ruhuna, felsefesine ve gayesine uygun gördüğüm yeni bir anlayış elde etmişsem, yalnız Allah'a karşı sorumlu olduğumu düşünerek, elde ettiğim gerçekleri yazmaktan ve söylemekten çekinmem. Bu hususta Kur'an ve sağlam hadisten başka bir söze kendimi bağlı görmem. Bu, ilmin ve ulaştığım ilmimin gereğidir. Düşüncelerimi, hangi düşüncelere ters düştüğünü bilerek ve onlarla tartışarak ortaya koyarım. Böylece, başkalarının fikirlerinin bana hatırlatılmasına gerek bırakmamış olurum.
Eserde İslamın on bir asırdır yanlış anlaşılmış olan 'kolaylık ilkesi'ni araştırmaya konu ettim. Bu ilke, Kur'an ve hadislerde açık seçik ve pekiştirilmiş bir buyruk olduğu halde, onun zıddı olan "zorlaştırma"nın temel ölçü alınması çok şaşırtıcıdır. Kur'an ve İslam mantığına ters düşen bu tutumu, aslına döndürmek gerçek İslam aliminin görevi olmalıdır