Bugün küresel ekonomiden küresel siyasete, dünya enerji kaynaklarından küresel demokrasiye kadar birçok alanda önemli bir aktör olmaya çalışan Avrupa Birliği, 21. yüzyılda uluslararası alandaki konumunu güçlendirmeye çalışmaktadır. Osmanlı’nın son dönemlerinden beri Batılılaşmayı kendisine bir hedef olarak seçen Türkiye, muasır medeniyete ve yegane kurtuluşa ulaşma olarak gördüğü Batılılaşmayı "Avrupalılaşma" olarak algılamıştır. Avrup Birliği Türk halkının her kesimi için bu kadar büyük önem arz etmesine rağmen, halkın Birlik hakkında ne kadar bilgi sahibi olduğu ise tartışmalıdır. Ayrıca çok sayıda televizyon programının yapıldığı, kitap ve makalenin yazıldığı Türkiye’de Avrupa Birliği konusunda bir bilgi kirliliğinin yaşandığını söylemek de abartı olmayacaktır. Bu durum doğal olarak halkın zihnindeki soru işaretlerini artırmakta ve bu konuda sağlıklı bir kanaate varmasına engel olmaktadır.İşte bu kitap Avrupa Birliği literatürüne bir katkı yapmayı amaçlamaktadır. Bunu da, konuyu sadece Türkiye’nin üyeliği meselesine indirgemeyerek, Avrupa Birliği’nin ne olduğunu analiz ederek yapmaya çalışmaktadır. Avrupa Birliği’nin iç politikasından sosyal politikasına ve ekonomisine, azınlık politikasından sosyal politikasına, göçmen politikasından insan haklarına ve enerji politikasına, göçmen politikasından dış politikasına ve komşu bölgelere olan etkilerine kadar pek çok konunun analiz edildiği bu kitapta, Avrupa Birliği ile ilgili zihinlerdeki soru işaretlerine yanıt aranmaktadır.