Londra, 1792. Kellaway ailesi, trajik bir olayın ardından Dorset'ten Londra'ya taşınır. Bir sandalye ustası olan aile reisi Thomas Kellaway artık Philip Astley'nin sirki için sandalyeler yapacaktır. Fransız İhtilali nedeniyle gergin ve çalkantılı günler yaşayan şehirde, ailenin erkek çocuğu Jem ile şehir kurdu Maggie Butterfield arasında şaşırtıcı bir dostluk başlar. Sarışın, taşralı, içekapanık Jem ile esmer, şehirli ve dışadönük Meggie…
Biri masumiyetin simgesi, diğeri tecrübenin sesi. Yan komşuları şair ve ressam William Blake'in hayatlarına girmesi birbirine taban tabana zıt bu iki çocuk için bir dönüm noktası olacak, bu sıra dışı yol göstericinin rehberliğinde, masumiyetten tecrübeye uzanan o dolambaçlı yolda yönlerini bulmaya çalışacaktır, dudaklarında Blake'in masumiyet ve tecrübe şarkılarıyla…
“Altın Çağda Kışın soğuğundan uzakta: Pırıl pırıl oğlanlar kızlar, Kutsal ışığın altında Çıplak eğleniyorlardı güneşin ışınlarında”
-William Blake
“Görsel bir şölen…”
-The Times Londra
“On sekizinci yüzyıl Londra'sının capcanlı bir tasviri.”
-Time Out Londra