Yokluğun bilincinden söz edemeyiz. Aşık, sevgiliyi tanımadan önce içinde bulunduğu yokluğun farkında değildir. Oradan çıkıp varlığa ermesi, kendini bilmesi ancak severek mümkün olur. Varoluşun başı döndürmesi bundandır, yıldızlı gökyüzü gibi, insanın aklını alır. "Aşkı tattıktan sonra sevgilisini kaybeden aşığın içine düştüğü yalnızlık ise gerçek yalnızlıktır. Bu, Tanrı’nın evreni yaratmasından önceki yalnızlığı gibi yokluktan değil, varlıktan doğar. Önce varlığa ermiş, sonra yitirmiştir. Nasıl ki Tanrı evreni yok edip artık yalnızlığa geri dönemezse, aşık da geri dönülmez bir yerdedir. Aşk sayesinde kendini var etmiştir, ama kendi varlığının Tanrısı değildir, çaresizliği, acıları buradan gelir."