Laiklik, vatandaşlık, demokrasi konuları bugün Türkiye’nin çözüm arayan en yakıcı sorunları arasında. Kitapta yer alan ve tarihsel perspektifi kimi yerde Cumhuriyet döneminden önceye giden çalışmalar siyasal kültürümüzdeki bazı sürekliliklere ve dönüşümlere dikkat çekmeyi amaçlıyor, çünkü geleceğe dair geçerli bir vizyon oluşturmak için dünümüzü ve bugünümüzü anlamamız kaçınılmaz. Siyasal tarihimizdeki sürekliliklere rağmen, son yılların yol açtığı tahribat benzersiz nitelikte; bu durumdan bir çıkış gerçekleştiğinde ufak tefek düzenlemelerle yetinmek mümkün olmayacak, baştan aşağı bir yeniden inşa gerekecek. Üstelik sadece ülkemizde değil, dünya çapında bir yeniden inşa gündemde olmalı.
Rosa Luxemburg’un bundan yaklaşık yüz yıl önce literatüre soktuğu “ya sosyalizm ya barbarlık” öngörüsüne bugün gerçekten ulaştık. Kapitalizmin her gün gözümüze sokarak yaptığı yıkım ancak eşitlik, özgürlük ve dayanışmanın egemen olduğu yeni bir düzenin kurulmasıyla son bulabilir.