Luhmann’a göre toplumsal evrimi açıklamak için nedensel yaklaşımlardan uzak durulmalıdır. Ona göre nedensel açıklamalar, sistem teorisi yaklaşımına kıyasla faydalı değillerdir ve açıklamaları doğaçlama yeteneğine de sahip değildir. Bunun temel sebebi, toplumun kendi öz referanslı bir sistem olmasından kaynaklanmaktadır. Dolayısıyla toplumsal dönüşümler birden ve kendiliğinden oluşmazlar; tam aksine toplum, gözlem yapar ve kendi içerisinde bağlantı hâlinde bulunur. Bunun sonucunda toplumda interaksiyon oluşur ki bunun sonucunda da değişiklikler ya engellenir ya da desteklenir. Dolayısıyla toplumsal evrim, bu manada doğrusal değil; döngüseldir. Her toplumun tarihi pozisyonu, o anda verili olan nesnel şartlar çerçevesine oturtulmuş seçenek, seçim ve yeniden dengeleme çerçevesinde belirlenir. Doğrusal kavrayış, tamda bu sistemsel karmaşıklığı göz ardı edip, evrimsel mekanizmaları birbirinden ayırmaktadır. Evrim teorisi ise bunun aksine daha çok, yapısal değişiklik için kullanılan fırsatların, gerçekte sistem tarafından kabul edilenlerle kurulması ve olasılıklar bağlamında sistem farkları olarak dönüştürülmesi sürecini vurgular”.
Yukarıdaki satırların yer aldığı Luhmann Sosyolojisi ve Sosyal Hareketler: Gezi Parkı Örneği kitabı, Türkiye'deki en etkili sosyal hareketlerden biri olan Gezi Parkı olaylarını, Luhmann sosyolojisinin yaklaşımından hareketle ele almaktadır. Böylesi etkili bir olayın toplumu değiştirmeden, onu herhangi bir dönüşüme uğratmadan tamamlanması mümkün olamazdı, olamadı da... Selman Yarcı, Luhmann'ın sosyolojik analizinden hareketle bu değişimin nedenlerini anlatmak için yepyeni kavramlar sunuyor.