“Müsait bir yerde inebilir miyim?” dedim şoföre. Severim ben bu sözü. Zamanın kıyıcılığına direnmiş ender tabirlerdendir. “Uygun bir yerde…” versiyonu tutmadı. Genç kuşaklar bile hâlâ müsait bir yerde iner.
Tevekkül belirtir bu sesleniş. Kesin bir yer söylemezsin de orta bir noktada buluşursun sürücüyle ve hiç bilemeden oranın senin için gerçekten müsait olup olmadığını, inersin.
İndim müsait bir yer olan evimin önünde. Bir sokak köşesinde sabahlamak daha gerçek olacakken belki de.
Yurtsuzum artık evimin içinde bile.
Okuyan herkesin, içinde kendinden bir parça bulduğu öyküleriyle beğeni toplayan Karin Karakaşlı’nın ilk romanı Müsait Bir Yerde İnebilir miyim? sevginin, ayrılığın ve yalnızlığın, sayfalarına oya gibi işlendiği, etkileyici bir eser.