Müverrih Leon Cahun ve Muallim Barthold’a Göre Cengiz Han

Müverrih Leon Cahun ve Muallim Barthold’a Göre Cengiz Han

Yazar: Yusuf Akçura
Barkod: 9786051556864
Üreticiler: Ötüken Neşriyat
Stok Sayısı: Stokta Yok
Basım Tarihi: 10-2018
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 127 Sayfa
Ağırlık: 127,00 Gram
Boyut: 12,00 (en) x 19,50 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

110,00 TL
82,50 TL

Bu kitap, Yusuf Akçura tarafından verilmiş iki konferansın metinlerinden oluşmaktadır. “Müverrih Leon Cahun ve Muallim Barthold’a Göre Cengiz Han” başlığını taşıyan ilk konferans, Türk Derneği’nde verilmiş ve Türk Yurdu dergisinin ilk sayısından başlayarak 11 sayı boyunca tefrika edilmiştir. Bu metni takiben, Ebuzziya Tevfik’in Tatarları aşağılayan bir yazısına cevaben Altın Armağan adlı risâlede yer alan “Türk ve Tatar Birdir, Türkler Medeniyete Hizmet Etmiştir” başlıklı konferans metni gelmektedir. Bu iki metni tamamlayacağı düşüncesiyle Halîm Sabît’in, Yeni Mecmûa’da iki bölüm halinde neşredilmiş, “Şimal Türklerinde Türkçülük Ve Tatarcılık” başlıklı yazısı da kitabın sonuna eklenmiştir. Türk tarihini bir bütün olarak telakki etmek; bu tarihe millî ve içeriden bir bakış önermek; Türkler, Tatarlar ve Moğollar arasında köken birliğini vurgulamak; bu köken birliğini somutlaştıran tarihî bir figür olarak Cengiz Han’ı öne çıkartarak Türklerin millî idealleri ve tarihî kinlerinin en yüksek düzeyde temsilcilerinden biri mevkiine oturtmak; onu milliyetçi, laik ve hukuka bağlı “modern” bir devlet başkanı şeklinde takdim etmek; nihayet bütün bu hususların sağladığı imkanlar ile tarihî bir Türk milliyetçiliği inşa etmek gibi motifler, Osmanlı tarih tasavvuruna muhalif olan Akçura’nın Cengiz Han anlatısındaki temel unsurlardır ve kaynağı büyük ölçüde Cahun’dur. Dolayısıyla bu anlatıyı, Cengiz Han’ı anlamak ve öğrenmek için başvurulacak bir tarih metninden ziyade Türk birliğini gerçekleşmesi imkansız bir hayal addeden bütün Osmanlı aydınlarına karşı bir cevap, Türk düşünce tarihinin, modern Türk tarih düşüncesinin, Türk siyasî tarihinin bir belgesi gibi okumak doğru bir yol olacaktır.