Şüphesiz Marco Polo uzun zamandan beri Avrupalı gezginlerin öncüsü ve en seçkini olarak kabul edilmiştir. Bilinmeyen bölgelere yaptığı seyahatlerle, aynı zamanda topladığı yeni ve önemli bilgilerle diğer tüm seyyahları geride bırakmış; yüksek rakımlı bölgeler ve yabancıların o zamandan beri katı bir şekilde dışlandığı Çin’in iç bölgeleri dahil bir uçtan diğerine Asya’yı kat etmiştir. Ritter şöyle diyor "Marco Polo Orta Çağ’ın Herodot`u olarak adlandırılmış ve bu unvanı hak etmiştir.” Asya’nın kâşifi olarak nitelendirilecek birisi varsa bu unvanı ondan daha fazla hak edecek birisi yoktur. "Çin sarayları ve imparatorluğuna dair anlatımlar ile en güçlü Asya hanedanlarının hâkimiyeti altındaki komşu ülkelerin tasvirleri başka hiçbir kayıtta gösterilmeyen büyük bir tarihsel resmi ortaya koyar. Kıtanın güney kıyılarını takip ettiği geri dönüş macerası bile meraklı ve yeni gözlemlerle doludur. Şüphelerin ilk olarak onun ifadelerinin doğruluğuna yönelik olarak ortaya çıktığı iyi bilinir, ancak günümüzde bu şüphelerin onun keşiflerinin döneminin bilgisini aştığı gerçeğinden kaynaklandığı ortaya çıkmıştır. Zamanla o uzak bölgeler bilinir hale geldikçe, onun anlattıklarının gerçek olduğu onaylanmış oldu ve günümüzün seçkin gezginleri onun doğruluğunu güçlü bir şekilde tasdik ettiler.