Okuyacağınız metin Türkiye Sosyalist İşçi Partisi’nin 1990’daki yarı yasal 3. Kongresi’ne sunulmuş ve kongre delegelerine Sosyalizm, Dünya, Türkiye, TSİP adıyla kitapçık olarak dağıtılmıştır. Yazarı, aynı partinin genel sekreteri Yalçın Yusufoğlu:
Berlin Duvarı’nın yıkıldığı “Sosyalizm”in çöktüğü, Doğu Bloku/Varşova Paktı’nın dağıldığı bir tarihsel dönemeçte başta (TSİP dahil) sosyalist/komünist partilerin/örgütlenmelerin eksiklikleri, yanlışları, yetersizlikleri üzerinde duran; kendi partisini “geçiş partisi” kavramsallaştırmasıyla niteleyen, son derece içten ama bunun ötesinde yenilikçi ve bakış açısını derinleştiren, parti anlayışı tartışmasını genele yaymayı hedefleyen bir çözümleme ve değerlendirme sunuyor.
Aynı zamanda cesur: Marksizmin komünist evresinin kapandığını, Leninizmi “Marksizmin aşırı derecede politizasyonu” ve Marksizmin tamamlayıcısı değil, onun içindeki bir akım olarak tanımlayarak Leninizmin geçerliliğini tarihsel koşullara bağlıyor.
Marksizmdeki sınıf kavramına da eğilerek Marx’taki sınıf tanımlamalarının izini sürerek bugün beyaz yakalıların sınıfsal konumuna dair saptamada bulunuyor.
Bu metin 34 yıl önce yazıldığında USB bellekler değil disketler vardı veri saklayıcısı olarak. Yusufoğlu, o dönemden “çok sonra” yaşamın içine girecek pek çok teknolojik gelişmenin yanı sıra “entelektüel bilgisayar”ların (yapay zeka?) geleceğinden de söz ederek entelektüel zenginliğine dayandırdığı siyaset dışı ve siyasi öngörülerde bulunuyor. Bunların bazıları gerçekleşecek gibi, bazıları ise çoktan gerçekleşti, bazıları belki asla yaşam bulamayacak.
Marksizmi özgürleştirmek ise bir öngörü değil bir hedefti. Bunun ne kadar başarılıp başarılmadığını görmek ise bugün bir ödev ve bu tarihsel belgenin tekrar gün ışığına çıkması başlangıç...
“Şayet Marksizm de bir din haline gelmişse –ki gelmiştir– onu bu dinselliğinden kurtarmak, Marksizmi özgürleştirmek gerekir.”