Bir derebeyi çocuğu olarak Dikanka dolaylarındaki bir çiftlikte geçirdiği çocukluk yılları boyunca kulağına çalınan halk şiiri ve türküleriyle, masal, söylence ve öyküleriyle beslenen Gogol, Kazak atalarının aşkları ve efsanelerini dinleyerek büyüdü.
Rus gerçekçiliğinin kurucularından olan Gogol’e saygınlık kazandıran ilk eserleri Ukrayna’daki bu çiftlik yaşantısına dair anlatılardır. Bunların en ünlülerinden ikisi, Mayıs Gecesi ve Portre’dir.
Mayıs Gecesi’nde Levko ve Galya’nın aşkını köy yaşantısının içinde, usta işi doğa tasvirleriyle anlatan Gogol, Portre adlı öyküsünde, gizemli bir portrenin, insanların hırslarını birer enstrüman gibi kullanarak yaşantılarını nasıl cehenneme çevirdiğini anlatıyor.
Portre, Gary Shteyngart’ın Shylock on the Neva öyküsüne, Mayıs Gecesi de Nikolay Rimski-Korsakov’un aynı adlı operasına esin kaynağı olmuştur.
Edebiyatseverler için, Hasan Âli Ediz’in güzel Türkçesiyle…
Kiraz ve salkım ağaçlarından meydana gelen sık ve el değmemiş orman, köklerini suyun soğuk derinliklerine uzatmıştı... Doğanın en güzel yelpazesi gece rüzgârı, gizlice ağaçların yanına sokularak onları öptüğü zaman, yapraklar sanki darılıyormuş gibi, zaman zaman başlarını hoşnutsuzlukla sallıyordu. Bütün doğa uykuda idi...
Mayıs Gecesi’nden
Ün, onu hak etmeyip de çalana zevk veremez; o ancak onu hak edende sürekli bir etki uyandırır... Çartkov’un bütün duygu ve isteklerinin paraya yönelişi bundan ötürüdür. Altın onun tutkusu, ideali, korkusu, zevki, amacı olmuştu... Sandıklarda banknot desteleri büyüyor, kaderine böyle korkunç bir ödül düşen her insan gibi o da altından başka her şeye ilgisiz, sıkıcı ve gizemli bir insan halini alıyordu.
Portre’den