Sadece imparatorluğun kaybıyla telif edilmek üzere değil, resmen devletin beka aracı olarak istihdam edilen Türk milliyetçiliği, gündelik hayat içinde nüvelenen yeni biçimleriyle, mutasyonlarıyla tanınmış varlığını pekiştiriyor, akışkanlaştırıyor.
Tanıl Bora Medeniyet Kaybı’nda, milliyetçiliğin cumhur ve cumhuriyet fikriyle kurduğu ilişkiyi, cumhuru yalnızca bir kütle kabul eden, cumhuriyetin fikri değerlerini değil şekli ayrıntılarını yücelterek kütle kabulünü ve arzusunu süreklileştiren yönlerini ele alıyor.
"Cumhuriyet, demokrasi ve muhafazakar Türk Cumhuriyetçiliği", "milli tarih ve devlet mitosu", "milliyetçilik ve insan hakları", "azınlıklar", "milli ‘dava’ Kıbrıs", "faşizmin halleri", "sıradan faşizm", "milli refleks ve linç orjisi", "devletin polisi, polisin devleti", "özel güvenlik ve ‘polis toplumu’ ", "gelişen anti-Kürt hınç", "sol ve yurtseverlik"...
Kitapta biraraya getirilen yazılar Türk milliyetçiliğinin resmi yüzünden sivil çeşitlemelerine uzanan bir tayfa bakıyor. Harcıalem kullanılan faşizm tahlillerine ve faşizm enflasyonuna karşı, faşizmi gerçekten mesel edinmenin, bunun hakkında analitik uğraşlar vermenin altını çizerek...