Modern dönemin en önemli ayırıcı unsurlarından biri, büyük ölçekte coğrafyanın ve bölgelerin, küçük ölçekte kentlerin ve mekânların tasarlanmasıdır. Toplumsal sınıfın yanı sıra etnisite, cinsiyet, kimlik, inanç gibi birçok kategoride eleştirilere tabi tutulan bugünün kentleri, yeni toplumsal hareketler ve yerel örgütlenmeler ile yeni mekân tasarımları için tartışmaya açılmıştır. Yaşadığımız dünyanın daha iyiye doğru dönüşümü için yapılan bu tartışmalar, ekonomik, politik ve toplumsal olarak büyük önem taşımaktadır. Bu eserin ilk bölümünde mekânın tanımı, karakteri ve failliği gibi kavramsal çerçevesinin unsurlarını ele alan yazar, iktisadi mekân ile ekonomik coğrafya alanına giriş yapıyor. İkinci Bölüm’de, Anglo-Amerikan ve Batı Avrupa literatüründe ekonomik coğrafyanın gelişimini ve ardından, kurumsal ekonomik coğrafya yaklaşımını ele alan yazar, Marksist yaklaşım ile kapitalist kurumsal örgütlenmenin etkilerini bir arada inceliyor. Dördüncü Bölüm’de alandaki en güncel katkı olan evrimsel ekonomik coğrafya yaklaşımını ele alıyor; bu yaklaşıma özgü yol bağımlılığı ve çatallanma gibi kavramları inceliyor. Son bölümde, coğrafya ve iktisat disiplinlerinin yakınlaşmasını “yeni ekonomik coğrafya” modelleri üzerinden inceleyen yazar, merkez-çevre, kentsel sistem, endüstriyel yoğunlaşma modellerini ve eleştirilerini bir araya getiriyor. Ekonomik gelişmişliğin nedeni ve sonucu olarak coğrafya, bir disiplin olarak 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren önemli çalışmalara konu olmuştur. Bu çalışmaları inceleyen, eleştiren ve bir sentez ortaya koyan Mekân ve Ekonomi isimli bu eser, bu alanda Türkçe literatüre önemli bir katkı sunuyor.