Yahûdileri diğer milletlerden en çok soğutan durum, gaipten gelen seslerin kendilerine yapmış olduğu telkinlerdir ki, bunlar Yahûdi kavmi nezdinde kesin kanunlar hükmünde olmalarıdır. Bu sesler şimdiye kadar kendilerine fetihlerden başka bir şey vaat etmemiş ve bütün yeryüzünün bir gün Yahûdilerin hükmü altında olacağını defalarca haber vermiş iken, biçare Yahûdiler en kuvvetli zamanlarında bile bir vilayet büyüklüğündeki araziden başka toprağa sahip olamadıkları gibi, bugün dahi dünyanın hiçbir tarafında halkı tamamen Yahûdilerden oluşan bir Yahûdi köyü bile yoktur. Bununla beraber Yahûdiler, aslı olmayan bu vaatlere günün birinde kavuşacaklarına tam bir iman ile inanmakta ve ümitlerini kesmemekteler. Eninde sonunda dünya hakimiyetinin kendi ellerine geçeceğine asla şüphe etmemektedirler.
Gerek İslâm gerekse Hıristiyan kavimlerinin, Yahûdileri en zelil ve hakir bir millet kabul etmelerine karşılık, onlar kendilerini milletlerin en şereflisi olduklarını iddia ederler. Zillet ve miskinlik hali içinde böyle kibirlenmelerine sebep, Hıristiyanlık ile İslâmın ataları olduklarına inanmış olmalarıdır.
Ebüzziya Tevfik, 1889