İttihad ve Terakki uzun müddet kırık dökük bir imgeler ve basit hatta ucuz söylemler dahilinde algılandı. Devlet-i Aliyye’yi bir gecede harbe sokan maceraperest Enver ve ‘beynelmilel siyonist komplo’nun oyuncağı posta memuru mason Talat Paşa’lar gibi! Şimdilerde günümüz otoriteryen eğilimlerine bir milat aranırken ‘İttihatçı zihniyeti’ kelamı O’nu - güya daha sofistike bir kavram kullanarak –bir günah keçisi ilan ediyor. Oysa 1909 itibarıyla imparatorluk coğrafyasında 360 şube ve 850.000 mensuba sahip ve taraftarları arasında sadece pozitivist Tıbbiye ve Harbiyelilerin değil, sarıklı ulema, tarikat şeyhleri ve eşrafın da bulunduğu İttihat ve Terakki Cemiyeti, esasen istibdata karşı hürriyet saikiyle harekete geçmişti. Keza modern demokratik hayat, milliyetçilikten sosyalizme muasır politik cereyanlar, İttihat ve Terakki’nin iktidar yıllarında, eskinin, siyaset olarak kodlanmış rical dedikodularını tasfiye ederek İkinci Meşrutiyet devrinde kurumsallaşmıştı. Kısaca İttihat ve Terakki nüfuzunu, bir iddiası olan, o iddiayı hayata geçirme cesaretine sahip herkesin müşterek azim ve fiilleriyle kazanmıştı ve bir etkinlik alanı yaratabilmişti.
Öte yandan Tarık Zafer Tunaya, Feroz Ahmad, Şükrü Hanioğlu, E. J. Zürcher gibi akademisyenler, İttihat ve Terakki tetkikleriyle ateşli bir kuşağın hikâyesine ilmî bir ciddiyetle eğildiler. Gerek bu incelemelerin rüzgârı gerekse mevcut esnaf zihniyetine duyulan romantik tepki, gençler arasında İttihat ve Terakki’ye yönelik bir ilgi yoğunlaşması doğurmuş olmalı. Bu gençlerden Sayın Emre Çalık , İttihat ve Terakki’nin 1889-1926 yıları arasındaki serüvenine dair Kırıkkale Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünde sunduğu Yüksek Lisans tezini, şimdi kitaba dönüştürüyor. Çalık’ın tezine bakıldığında, onun, yergi-övgü edebiyatı dışında serinkanlı bir metodolojik yaklaşım ile döneme ilişkin birincil kaynaklar ve ilgili literatürü ihmal etmeyen bir titizliği eserinde harmanladığını göreceksiniz. Başka bir ifadeyle tarih ilminin ampirik yönü ile siyaset bilimi teorileri, birbirlerine tahakküm etmeden metne yansımıştır. Çalık’ın eserinin, bu haliyle diğer genç araştırmacılar nazarında, siyasî tarih dönem çalışmalarına ilham vermesi de beklenmektedir.
Prof. Dr. Mehmed Özden