Melbourne’da yaşayan yazar Helen, evinin misafir odasını üç haftalık bir ziyaret amacıyla Sydney’den gelen arkadaşı Nicola için hazırlar. Bu sıradan bir ziyaret değildir: Nicola
ileri evre kanser hastasıdır ve onu iyileştireceğine inandığı bir alternatif tedavi için gelmiştir. Helen bu süreçte onun dostu, bakıcısı, koruyucusu olmaya gönüllüdür, ancak Nicola’nın gördüğü tedavinin niteliği ve gerçeklerden kopuk hali Helen’da şüphe uyandırmaya, anlam veremediği bir öfkeyi su yüzüne çıkarmaya başlar. İki kadının uzun yıllara yayılan dostluğu nihai bir sınavdan geçecek, Helen içinde barındırdığını bilmediği hislerle ve kendi sınırlarıyla yüzleşecektir.
Misafir Odası ölüme dair büyük sözler etmeyen, bu kaçınılmaz sona ve ona eşlik eden duygulara gündelik hayatın ayrıntıları ve bir dostluğun inişli çıkışlı ritmi aracılığıyla yaklaşan, ele aldığı konunun zorluğuna rağmen hiç beklenmedik anlarda mizaha ve neşeye de yer açan unutulmayacak bir roman. Roza Hakmen’in Türkçesiyle.
“Kusursuz bir roman.” - Peter Carey
“Garner’ın en iyi kitabı.” - James Wood, The New Yorker
“Edebiyatın en önemli konuları ele alabileceğini ve alması gerektiğini, çünkü bunu sanatın başka türlerinin yapamadığı biçimlerde yaptığını hatırlatan bir kitap.”
- Claire Messud, Newsweek
“Öylesine duyarlı, hüzünlü, komik ve canlı bir kitap ki raflarda özel bir yeri hak ediyor.”
- Diana Athill, The Daily Telegraph