Modern Avrupa tarihine ilişkin klişe mahiyetindeki kanaatler, günümüz tarih yazımındaki yeniliklere rağmen ülkemizde çok fazla değişmedi. Fatih Durgun, Avrupa tarihçiliğindeki yeni yaklaşımları göz önünde bulundurarak Aydınlanma’dan 19. yüzyıl sonuna kadar Avrupa tarihinin temel meselelerine farklı bir bakış açısı sunuyor.
“Aydınlanma ve 19. yüzyılın Avrupa tarihinde bırakmış olduğu en belirgin izlerden biri ilerlemecilik ve akılcılığın, zaman içinde bilimlere olan mutlak bir imana yol açmasıdır. İnsanın doğayı kontrol altına alabilme becerisinin gelişimi, bilimsel ve teknik ilerlemeler, bilim insanlarında yaptıkları işin nesnelliğine ve bilimden elde edilecek olanlara yönelik sarsılmaz bir inanca dönüşmüştür. Diğer taraftan ise, devletlerin bilimden azami olarak fayda sağlamaya çalışmasına ve bilimsel çalışmaları desteklemesine neden olmuştur. Böylece 19. yüzyıl, devlet kontrolünde gelişen bilim, bilim adamı kavramı ve bilimselcilik yaklaşımının doğuşuna şahitlik etmiştir. II. Sanayi Devrimi ile birlikte otoritesini ve itibarını daha da sağlam temellere oturtan bilim ve bilimselci yaklaşım, doğa bilimlerinde ve sosyal bilimlerde pek çok yeni disiplinin oluşumuna da neden olmuştur. Bilimselci yaklaşımın etkinliği öylesine hissedilir hale gelmiştir ki, bazı dinî çevrelerde din ile bilim arasında uzlaşım kurma çabaları, dinî düşünceye meşruiyet kazandırmak için tercih edilir hâle gelmiştir.”