Werner Sombart başyapıtı Modern Kapitalizm’i tamamladığında eserin uyandırdığı ilk izlenim, sosyal bilimlerin bu çığır açıcı eseri, bir Balzac romanından, bir Shakespeare oyunundan ya da Brughel’in ayrıntılara nüfuz eden genel bir insanlık resminden pek de farksız değildir. Sombart içinde bulunulan ekonomik evreni (yani büyük bir boşluğu) 11 yüzyıldan itibaren ele alır. Kişisel ve sosyal yaşamdaki bu uzun ve sert dönüşümü anlatırken kapitalizmi belli bir zaman çizgisine yerleştirir. İnsanlık elbette bugünkü dönemden çok farklı değerler ile tanışmıştı. Geleneksel bir ortamda zanaatkârlara dayalı, kişilerin ustalık ve yeteneklerini gerektiren görece mutlu bir yaşam, sonrasında yerini tek bir gücün hemen her şeyi kontrol edip mekanikleştirdiği bir dünyaya terk etmiştir. Sombart Ortaçağ’dan günümüze modern kapitalizmin hangi koşullar altında doğduğunu son derece nesnel bir dille anlatır. “Kapitalist ruhu” [spiritus Capitalisticus] ve dolayısıyla sahip olma içgüdüsünü, sınırsızlığı ve hükmetme gücünü tarihsel koşullar içinde değerlendirir. Sombart eser boyunca belge ve kayıtlara, rapor ve istatistiklere dayanır. Gerçekçi ve gündelik bir yaşamdan ayrılmaz. İmalathane ve atölyelerden, çeşitli meslek gruplarından sayısız örnekler verir. Şehir hayatına geçilirken hemen her kesim bu büyük dönüşümü birlikte yaşamıştır. Kırsal kesim ve yoksul sınıflar kadar büyük toprak sahipleri ve ünlü zengin aileler de yer alır bu tabloda. Sonuçta Avrupa tarihinin en gerçekçi resimlerinden biri Werner Sombart’ın Modern Kapitalizm adlı eserinde bir araya gelir.