Kübizmin ateşlediği ve modern sanat ve tasarım akımlarının geliştirdiği geometrik soyutlama anlayışı içinde en radikal değişimlerden birisi de grafik tasarım ve tipografı alanında yaşandı. İtalya, Rusya, Almanya ve Hollanda‘da ortaya çıkan, sanatsal ve politik görüşleri birbirleriyle çelişen, hatta karşıt yapıda olan Fütürizm, Dadacılık, De Stijl, Bauhaus, Süprematizm ve Konstrüktivizm gibi akım ve okullar ile bağımsız sanatçı ve tasarımcılar, gerek kuram, gerekse uygulama alanında hayata geçirdikleri çalışmalarla tipografik tasarımın hem yaratıcı ve deneysel yönde, hem de anlam ve iletişime dayalı olarak biçimlenmesine en önemli katkıyı yapmıştır. Yeni Tipografi düşüncesi bu farklı yaklaşımların bir araya getirdiği zengin deneyimler içinde ortaya çıktı. Tipografi alanında geçerliliklerini günümüzde de sürdüren ilke ve uygulamaları kavrayabilmek ve tipografiyi yaratıcı ve iletişime yönelik bir alan olarak kullanabilmek için, modernist öncülerin 20. yüzyıl başlarındaki edebi ve sanatsal deneylerinin arkasında yatan felsefi düşünceleri iyi öğrenmek gerekir. Modern tipografinin önemli yapıtlarının renkli ve siyah-beyaz örnekleriyle desteklenen bu çalışmada, yayınladıkları kitap, dergi, manifesto ve makalelerle Yeni Tipografi düşüncesini kuramlaştınp görselleştiren öncü sanatçılar kendi söz ve yazılarıyla ele alınıp incelenmektedir.