Bu derleme, Türkiye’deki postmodernizm tartışmalarında göze çarpan ak-kara kavgasının yüzeyselliğine (istisnalar mevcut elbette, örnek alınası, parmakla gösterilecek kadar az istisnalar) bir müdahale olarak tasarlandı. Meselenin çeşitli boyutlarını farklı yaklaşımlarla tartışan ve bazı isimlerin Türkçede ilk kez yer aldığı bu derlemenin, taşıdığı tüm eksikliklere rağmen ülkemizdeki postmodernizm tartışmalarına küçük de olsa bir açılım getireceğini sanıyor ve diliyorum. Bu arada, ülkemizde aydınların, genel olarak görmezden gelme gibi bir taktik konusunda şaşırtıcı bir yeteneğe sahip olmalarından ötürü, şu noktaya işaret etme zorunluluğunu duyduğum için okuyucunun beni bağışlamasını diliyorum: Elinizdeki bu kitap, zaten derlenip kitaplaştırılmış bir çalışmanın çevirisi değil, bizzat derleyenin kendi okumaları arasından seçerek bir araya getirdiği makalelerden oluşuyor. Böyle olması da kaçınılmazdı zaten. Batının kendi özgül kaygılarıyla derlediği herhangi bir çalışma, Türkiye ortamında eksikliğini gördüğüm noktalara eşanlı olarak müdahale edemezdi. Oldukça farklı kaygıları barındıran, farklı gelenekler içinde şekillenmiş bazı yazıları özellikle seçtim.Meselenin, bir taraf-karşı olma meselesi olmadığını, dahası özellikle karşı olanlara çok iş düştüğünü göstermek istedim. ikili kutupsallıkların, hangi kaygan zeminler üzerinde savunulmak zorunda olduğunu sergilemek istedim. Takdir okuyucunun elbette.
(Mehmet Küçük.)
Modernizm-postmodernizm tartışmaları kimi zaman genişleyerek, kimi zaman salt birtakım temel argümanların ardında sığ bir bakış açısıyla farklı şekillerde ve boyutlarda yinelenerek devam ediyor. Stjepan Mestrovic, Scott Lash, Agnes Heller, Octavio Paz, Andreas Huyssen, Jürgen Habermas, Richard Rorty, Giovanni Vattimo gibi entelektüellerin temel görüşlerini ve kitabı oluşturan Mehmet Küçük’ün ilgili metinlerini içeren Modernite versus Postmodernite, ister konuya yeni ilgi duysun isterse süreci yeniden değerlendirmek istesin, her okur için düşünürken, çağıyla hesaplaşmayı da beraberinde getirecektir.