İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi ordusu, Polonya, Danimarka, Norveç ve Fransa’yı işgal etmiş, Kuzey Afrika’ya yönelmişti. Asıl hedefinin Sovyetler Birliği olduğunu yıllar önce yazdığı Kavgam’da ilan eden Hitler, tüm bu işgallerin bunun bir ön hazırlığı olduğunu ifade ediyordu. Nitekim 1941 Haziran’ında Nazi ordusu, tarihin en geniş çaplı askerî harekâtı sayılan ünlü Barbarossa Harekâtı’na kalkışmış, Almanlar Sovyet topraklarına girerek Moskova’ya doğru ilerlemeye başlamıştı.
“İşgale karşı vatan savunması”nın yanı sıra “faşizme karşı sosyalist direniş”in epik destanı Moskova Önlerinde, bu tarihî günleri anlatır. Savaş muhabiri olan Aleksandr A. Bek’in, Kazah komutan Momiş-Uli ile yaptığı röportajı temel alan eser, tamamen gerçek kişi ve olaylara dayanmaktadır. Bu tarihî belgesel anlatı, Bek’in usta kalemiyle, heyecanla okunan, nefes kesici bir yapıta dönüşür.
General Panfilov’un askerî dehasının örneklerini gördükçe, Momiş-Uli’nin Kazahistan steplerinden edindiği avlanma deneyimlerini savaş alanına uyarlayışını okudukça, Kızıl Ordu askerlerinin savaşa sadece askerî teçhizatla değil, psikolojik olarak da hazırlanışını izledikçe, Almanların savaşı kaybetme sebebinin “Rus kışı”ndan (ya da daha bilinen ifadesiyle General Kış’tan) fazlası olduğunu anlayacaksınız.
Moskova Önlerinde, benzersiz bir okuma deneyimi vadediyor. Hem de bir solukta!..