Erkeklerin bağımsızlık merakları, serüven tutkuları, sevgi gereksinimleri, sahiplenme istekleri, bağlanma korkuları, toplumsal rolleri ve birlikteliğin tuzaklarından kalkarak çoğaltılabilecek nice durumun yarattığı iki cins arasındaki ezeli sorunlar içinde sıkışıp kalmış hikayeler. ‘‘Bu da erkeklerin hikayeleri’’ diye okunabilir bu kitap. Ya da erkeklerin nasıl gördüğü, nasıl hissettiği, nasıl yaşadığı ve nasıl anlattığı üzerine olan bu hikayeler için ‘‘bir de erkeklerden dinleyelim bakalım,’’ denebilir. Yazarların yalnızca erkeklerden seçildiğine bakılırsa, ‘‘erkek yazarların hikayeleri’’ diye de yorumlanabilir.