Nörofelsefe, dış dünyanın zengin bir temsilinden ibaret hücreler yığını olan beynimizin nasıl çalıştığına ve ne yaptığına ilişkin sorulara yanıt arar: Zihinsel durumlar beyin durumlarıyla özdeş midir? Bilinçli yaşantılar fizyolojik olarak anlaşılabilir midir? Temsiller nedir ve bir beyin kendi dışındaki dünyayı nasıl temsil eder? Deneysel bulgulara sırt çeviren geleneksel felsefenin tersine, nörofelsefe yanıtları nörobilimde arar. Zihin-beynin nasıl çalıştığına ilişkin bir kuramın nörofizyolojik, etolojik ve psikolojik olguları içerecek şekilde her düzeyden deneysel olgularla sınırlandırılması gerektiğini savunan P. Churchland’ın bu kitabı Türkçe felsefe literatüründe önemli bir boşluğu dolduracaktır.
“Nörofelsefe, öncü nitelikte bir çalışma. Beyne ilişkin kavrayışımız arttıkça, felsefecilerin onun parçalarının işlevi hakkında daha çok şey bilme ihtiyacı doğarken nörobilimciler de gitgide daha fazla felsefi sorunlarla yüzyüze geleceklerdir. Bu kavrayışlı, canlı ve bilgilendirici kitap her iki yaklaşımı da güncel ve kolay okunabilir bir biçimde birleştirmiştir. “ –F.H. Crick, Salk Enstitüsü “Churchland içeriden birinin otoritesiyle yazıyor.”
-Philip Kitcher, Nature"