Kur’ân-ı Kerim’i Türkçe’ye tercüme faaliyeti, ilk defa Cumhuriyet’in ilk yıllarında Elmalılı Hamdi Yazır’ın kaleme aldığı mealle başlamıştır. Böylelikle Yüce Kitabımız’ı anlamak noktasındaki sıkıntılar hafiflemiş ve 20. asır insanının Kur’an ile arasındaki mesafe biraz daha kısalmıştır. Elmalılı meâli ile başlayan bu süreçte pek çok meâl daha kaleme alınmış, bu da Allah (c.c.) kelâmının, farklı bakış açılarıyla okunmasına katkı sağlamıştır. Fakat bu meâllerin hepsi, ya nüzûl sırasına göre veya bilinen tertîb üzere sûreler esas alınarak hazırlanmıştır. Tebyînü’l-Kur’ân adlı sıra dışı çalışmasıyla Kur’ân’ın anlaşmasına büyük katkılar sunan ve geniş kitleler tarafından beğeni ile takip edilen Hakkı Yılmaz’ın bu eseri ise Kur’ân’ın, iniş sırasına göre necm necm meâlini vermektedir. Necm, bir kerede inen âyet grubu demektir. Necm bir âyetten ibaret olabileceği gibi, onlarca, hatta yüzlerce âyetten de oluşmuş olabilir. Kur’ân 23 seneye yakın bir zaman diliminde toplumdaki olaylara, gelişmelere ve problemlere göre necm necm inmiştir. İşte bu meâl, necmlerin bir anlam bütünlüğü içinde biraraya getirilmesi sonucu oluşturulmuştur. Müellif bu çalışması ile Kur’ân-ı Kerim’i, ilk defa konu bütünlüğü içinde ele almış olup, Yüce Kitabımız’ın daha iyi anlaşılması hususunda farklı bir okuma biçimi sunmuştur. Titiz bir çalışma ve büyük bir emeğin semeresi olan bu meâle, orijinal Arapça metin dahil edilmemiştir.