"Yemek yiyemiyorum, kâbuslar görüyorum ve karımı korkutuyorum. Bitsin artık şu kitap." Conrad’ın, kitabı bitirmeye çalışırken Edward Garnett’a yazdığı bir mektuptan 1897’de yayımlanan Narcissus’un Zencisi, bazı eleştirmenlere göre Conrad’ın "büyük romanlar" dönemini başlatan kitaptır. Bombay’dan Londra’ya giden Narcissus gemisinde, James Wait isimli zenci bir tayfayla diğer mürettebat arasında geçen bu gerilimli hikâyenin, aslında temel olarak bugün "ötekilik" diye adlandırdığımız sorun hakkında olduğu söylenebilir. Gemilerini ve hayatlarını tehlikeye atarak, tüberküloza yakalanan zenci bir tayfayı kurtarmaya çalışan bir kısım mürettebat, karşılarında "zenci tayfayı" umursamayan bir kaptan bulurlar ve işler karışır. İnsancıllık, bencillik ve bir arada yaşamanın ahlâki boyutu hakkındaki bu ünlü hikâyeyi, Haluk Şahin’in çevirisi ve Conrad’ın çok önemli bir "modern edebiyat manifestosu" olarak kabul edilen önsözüyle sunuyoruz. "Narcissus’un Zencisi, hiç şüphesiz, modern bir başyapıttır." -Malcolm Bradbury-