“Teori her durumda statükoyu eleştirel analize tabi tutmalı ve onu değiştirme yolları bulup önermelidir. Fakat eğer sorun düşünce biçimimizden kaynaklanıyorsa düşünce biçimimizi değiştirmemiz öncelik hâline gelir. Bu da düşünce biçimimizi dolayısıyla teorileri şekillendiren paradigmal temellere inmemizi şart kılar.”
İki ciltten oluşan Neden Yeni Bir Sosyal Bilim Paradigması başlıklı çalışmanın elinizdeki “Modern Sosyal Bilimler ve Açmazları” alt başlıklı bu birinci cildi, böylesi bir paradigmal tartışmanın zeminini oluşturmayı hedeflemektedir. Bu maksatla, modernist sosyal bilimlerin tanımlarının ve kurumlaşma süreçlerinin irdelemesini takiben bu sosyal bilim anlayışının paradigmal temellerine inilmiş ve iki ana modernist paradigma olarak pozitivist ve hermeneutik sosyal bilim paradigmaları işlenerek her iki versiyonuyla modernist düşünce paradigmasının yarattığı açmazlardan bazıları sunulmuştur.
Genelde modernite, özelde kapitalist modernite, bugün insanlığı ekolojik ve toplumsal yıkımın eşiğine getirmiştir ve insanlığın yeni bir çıkışa ihtiyaç duyduğu aşikardır. Modernist sosyal bilimler ise bugüne değin egemenlikçi düşünce ve kültür kodları nedeniyle, toplumsal çözüm üretmekten ziyade modern kapitalist sistemin düşünce üretme departmanları gibi çalışmıştır.
Sömürgecilik, soykırım, ekolojik yıkım, cinsiyetçilik, dünya savaşları, açlık gibi insanlığın başına bela olmuş toplum karşıtı düşünce ve politikaların üretilmesine veya meşrulaştırılmasına kaynaklık eden modernist sosyal bilimlerin tabi tutulduğu bu eleştirel analiz, “Sosyal Bilimlerde Yeni Paradigma ve Özgürlük Sosyolojisi” alt başlıklı ikinci ciltte ele alınacak olan önerme ve tartışmalara; yani “çıkışa” yönelecek, eylemselleşmenin pusulası olacak yeni bir anlamlandırma ve bu anlamlandırmayı mümkün kılacak yeni bir sosyal analize ulaşmanın bir ön adımı olarak düşünülmelidir.