Nedime resmi

Nedime

Tacın Gölgesindeki Olağanüstü Hayatım
Barkod: 9789750852824
Stok Sayısı: 4
Basım Tarihi: 5-2022
Baskı Sayısı: 1. Basım
Sayfa Sayısı: 232 Sayfa
Ağırlık: 310,00 Gram
Boyut: 16,50 (en) x 24,00 (boy)
Cilt: Ciltsiz
Kağıt: 2. Hamur
Basım Yeri: İstanbul - Türkiye
Basım Dili: Türkçe

240,00 TL
180,00 TL

Olağanüstü bir kadın Anne Glenconner.

Babası, İngiltere’nin en büyük arazilerinden birinin sahibi 5. Leicester Kontu olmasına rağmen, cinsiyeti nedeniyle mirastan pay alamayacağı için nitelikli bir eş bulması öğütlenerek büyütülmüş. Gönlünü kaptırdığı Colin Tennant’la evlenip yıllarca kocasının öfke nöbetleriyle mücadele ettiği evliliğini eşinin ölümüne kadar, elli dört yıl boyunca sürdürmüş.

Hep uçlarda yaşamış biri Anne Glenconner.

Bir an paraşüt kumaşından dikilen elbiseyle sosyeteye takdim edilirken, bir an sonra aynı merdivenlerde İngiltere’nin gözde tasarımcılarından birinin diktiği gelinlikle boy göstermiş. Şaşaalı düğününün ardından Paris’in en köhne sokaklarına sürüklemiş onu kocası. Amerika’da, seramik satarken Kraliçe Elizabeth’in taç giyme töreninde nedime olmak üzere davet edilmiş. Bir an Kraliçe’ye en yakınken birkaç saat sonra halkın arasından ona el sallamaya çalışmış. Hayatı boyunca böyle olmuş: Bir an ihtişamla sarılıp sarmalanırken bir an rüyasında gördüğünü zannettirecek kadar ihtişamdan uzak kalmış.

Hayat ne getirirse kabullenip yaşamaya devam etmiş biri Anne Glenconner.

Bir yanda Prenses Margaret’in nedimesi olarak katıldığı kraliyet etkinlikleri, diplomatik seyahatler, Colin’in satın aldığı adada verilen partiler, günlerce süren, yıldızlar geçidine dönen lüks doğum günü kutlamaları... Öbür yanda sorunlu evliliği, iki çocuğunun ölümü, birinin ölümden dönmesi, hayatı boyunca birlikte en çok güldüğü kişi olan Prenses Margaret’in kaybı… Zor bir hayatı olmuş Glenconner’ın ama o her şeye rağmen hayatın hakkını vermiş, hâlâ da veriyor.

Nedime’de sıra dışı hayatını gözler önüne seriyor Glenconner. Üstelik bunu öyle zarif ve ustalıklı bir dille anlatıyor ki kitabı bitirdiğinizde adeta bütün o yıllara Glenconner’ın yanı başından tanıklık etmiş gibi hissediyorsunuz.