1927 yılında Hendek Nakaratı adıyla yayımlanan roman, Türkiye’de de çoğu kez Sokak Kızı adıyla yayımlanmıştır. Oysa Panait Istrati, “Bu romanın adı Nerrantsula’dır ve ben günün birinde onun bu adla yayımlanmasını isterim. Alelacele icat etmek zorunda kaldığım Hendek Nakaratı, benim bu kitaba verdiğim isim değildir” demiştir. Ötüken Neşriyat tarafından, eserin yazarının arzusuna saygıyla Nerrantsula olarak yayımlanan kitap, Belma Aksun’un titiz tercümesi ve incelikli üslûbuyla okuyucuyla buluşmuştur.
Nerrantsula, herkesin “sokak kızı” dediği bir kızın kahkahaları içinde sakladığı hüznünü, ona daha çocukluk yaşlarındayken âşık olan Marko ve Epaminonda’nın uzun yıllar devam edip de, nihayetinde acıma hissine dönüşen sevgilerini, hayal kırıklıklarını, ıstıraplarını anlatır… Ve Nerrantsula’nın şarkısını, okuyanın ruhunda âdeta hüzünle yankılandırır.
Romanya’da başlayıp, İstanbul’da son bulan bir hikâyenin genç ve güzel kızı Nerrantsula; neşesini de, hüznünü de, güzelliğini de bu şehirde bırakır. Apostolis Monastirioty’nin ifadesiyle: “Panait’in Nerrantsula’sı, aşkın ve denizin oyunu, öldüren aşkla birlikte denize -Boğaz’ın efsane sularına- gömüldü gitti…”
“O kız daima yaşayacak
Pembe adaların kumsallarında
Her zaman başına buyruk
Her zaman asi”