“450 çocuk hiçbir zaman çocuk olmadı.” Onların eğitimi için milyarlarca dolarlık bir bütçe ayrıldı. En iyi eğitmenler bulundu, en iyi imkânlar seferber edildi. Her biri yetimhanelerden özenle seçilerek toplandı. Onlar eğitmenlerine göre görev, liderlerine göre işlenmeyi ekleyen değerli birer hammaddeydi.
Çok küçük yaşlardan itibaren en zorlu eğitimlerden geçtiler, en iyisini en iyisinden öğrendiler, cesaretliydiler, korkusuzdular. Oysa en başında onlar sadece masum birer çocuktu, şimdi ise nitelikli birer silah haline geldiler.
Onlar, dostları için candan birer yoldaş, düşmanları içinse o güne kadar karşılaştıkları en tehlikeli askerlerdi. Tek parolaları, hedefleri uğrunda önlerine çıkan her şeyi yok etmekti; bunu yaparken tereddüt dahi etmeyeceklerdi.
New York’ta adalet için başlayan bu savaşa pek çok ülkeden katılım sağlandı. Onlar, görev tanımları gereği birer hayaletten farksızdı, resmi bir operasyon yürütüyorlardı fakat bu operasyonun detaylarını küçük seçkin bir gruptan başka bilen yoktu. Yüzyıllardır egemen olan bu gizli imparatorluğa karşı yürüttükleri savaşı kazanabilecekler miydi?