"... Sonunda ben onalar taşra mesenleri unvanını verdim, neredeyse bir karnaval nişanı gibi; benim bu acı şakamı ciddiye almışlardır. Esaslı yolculuklar yapıp bu esaslı yolculuklarda her açıdan kendilerini düzeltebileceklerken, akla gelebilecek en esaslı yolculakları yapabilecek paraları da varken, zamanlarını ve dolayısıyla onlara yıllarını, o birinci sınıf denen şeyi kopya etmek ile, aristokrat olma isteği ile geçirdiler. Aristorkrat kopyacıları olarak, kuşkusuz iyileşmek istemedikleri için, hiçbir şeyin onları iyileştiremeyeceği aristokratlık kaçıklıkları içinde mahvoldular, diye düşündüm.
" Odun Kesmek, yaşanmış zamanlar arasındaki gelgitlerle bir hesaplaşmanın ağır gerçekliğinde anlatımın derinliklerine çekici bir davet. Thomas Bernhard, kendisinin tüm halleriyle baş döndürücü bir saydamlıkla yüzleşirken, Viyana sanat çevrelerinin ikiyüzlülük ve yapaylıkla örülü dünyasının üzerine bir dostunun intiharının açığa çıkardığı öfkeyle gidiyor. Thomas Bernhard, "rahatsız" varoluşunun ötesindeki düzlüklerin genişliğinde bir açıklık.