Ökkeş'in babası şöyle bir havaya baktı, sonra kendini yokladı, iyiydi. Öksürüğü geçmiş, başının ağrısı da dinmişti. Kendi kendine:
"Yarın şöyle bir balığa çıksak acaba nasıl olur?" diye söylendi.
Avluda, bir aşağı bir yukarı giderek karar vermeye çalıştı.
"İyi olur," dedi kendi kendine. "Şöyle on beş, yirmi kilo balık yakalarsak, hem biz yeriz, hem de köylüye satarım."
Kararını verdikten sonra, Ökkeş'e seslendi:
"Ökkeş! Oğlum Ökkeş."
Ökkeş ve arkadaşları bir çitin dibinde oturmuşlar, şarkı söylüyorlardı. İçlerinden en çok bağıran da Ökkeş'ti... Ağzını kovan gibi açıyor, gücünün yettiği kadar bağırıyordu. Koroda, hiçbir çocuğun sesi, onun kadar gür değildi. Bir bağırışı vardı ki...