Ökkeş'in İstanbul'da kapıcılık yapan dayısı köye gelmişti. Beş yıl önce İstanbul'a gitmiş, orada bir kapıcılık işi bulmuş, bir daha da köye dönmemişti. Belki yine de gelmeyecekti, ama ona babasının çok hasta olduğunu yazdıkları için gelmişti. Köyde babasından başka kimsesi yoktu. Karısını da getirmediği için, hep Ökkeşlerde kalmıştı. Geldiğinin ikinci günü babası ölmüştü. Daha fazla köyde durmak istemediği için, bir akşam Ökkeş'in babasına:
"Ben artık yarın gideyim enişte," dedi.
Ökkeş'in babası da:
"Sen bilirsin," dedi.
Buna en çok Ökkeş'in canı sıkıldı. Çünkü dayısı ona ne güzel şeyler anlatıyordu. Kocaman kenti, dükkânları, kendi kendine yürüyen merdivenleri, asansörleri, otobüsleri anlatıyor, bitiremiyordu. Dayısı sustukça:
"Hı, dayı sonra?" diyordu.