Dikkavak Köyü'nün batı yamacında küçücük bir ev vardır. Bu evin, kendi gibi küçücük iki penceresi, çengelle açılıp çengelle kapanan uydurma bir kapısı vardır.
İşte bu evde Ökkeş ile Bayram Emmi oturuyorlar. Bayram Emmi, Ökkeş'in babasıdır. Annesi yoktur Ökkeş'in. Ökkeş doğduktan bir yıl sonra, köye gelen salgın bir hastalık sonucunda Ökkeş'in annesi ölmüştür. Onun için Bayram Emmi oğluna, hem ana olmuştur, hem de baba. Onu elinden geldiği kadar yetiştirmeye çalışmıştır. Zamanı gelince okula da göndermiştir. Ama nedense Ökkeş, okulu çok sevmiş olmasına rağmen on iki yaşına geldiği halde, birinci sınıftan ikinci sınıfa geçememiştir. Kendisiyle beraber birinci sınıfa yazılanlar, ilkokulu bitirdikleri halde, o hâlâ birinci sınıfta sıraların en arkasında oturmaktaydı.
"Türk'üm, doğruyum, çalışkanım!"