Hepimizin hayatındaki en önemli dönemeçlerden birisi 12 Eylül 1980’dir. Ve şimdi 40. yılındayız. Birlikte yaşadık, acıyı, hüznü, kaygıyı, korkuyu, yalnızlığı. Birlikte yaşadık, sevinci, umudu, güzelliği… Ne varsa zulme ait… Ne varsa umuda dair… Aradan 40 yıl geçti; bu sürede sadece biyolojik yaşımız artmadı. Bilgimiz, tecrübemiz, ufkumuz ‘günahlarımız’ dahil hepsi arttı. Ve tabi ki zaman karşısında eskiyen yanlarımız da oldu. Bugün her birimiz farklı yerlerde biçimlerde yaşıyor olabiliriz ki, öyleyiz. Güncel sorunlar ve çözümler konusunda çok farklı düşünce ve değerlendirmelere de sahip olabiliriz ki, öyleyiz.
Ama, geçmiş hepimizindir!
Bütün masumiyetleriyle ölümü bedenlerinde gençleştiren arkadaşlarımız hepimizindir. Gururla hatırladığımız başarılar kadar, hesapsızca yapılan hatalar da hepimizindir. Belki bir daha bulmakta çok zorlandığımız, dostluğa, yoldaşlığa, dayanışmaya fedakârlığa ait o güzel duygular da hepimizindir.
Şimdi;
Kırk yıldır biriktirdiklerimiz ışığında geçmişe doğru bakmaya ne dersiniz?