Osmanlı’dan Günümüze Türkiye’de Siyasal Hayat’ı kendi kulvarındaki öteki kitaplardan ayıran başlıca özellik, “siyasal hayat”ı kavrayış biçiminde yatıyor. Siyasal hayatı, dünya-tarihsel bağlamı içine yerleştirerek, iktisadi koşullar ve kültür hayatıyla ilişkilendirerek ele alan kitap, bunların tümünün gerisindeki dinamiğin toplumsal sınıflar arasındaki ilişkiler ve çelişkiler olduğunu gözetiyor. Türkiye siyasal ve toplumsal tarihinin önemli dönemeçlerine göre ayrılan her bir bölüm kendi içerisinde dört aşamalı bir izleği takip ediyor: iktisadi ve toplumsal koşullar, siyasal gelişmeler, dünyayla ilişkiler ve kültür hayatında eğilimler. Bu izlek, Türkiye siyasi tarihinin olgu ve olaylarındaki ayrıntı zenginliğini belirli bir teorik perspektif ve analizle yerli yerine oturtmayı, ilişkilendirmeyi ve soyutlamayı mümkün kılıyor. Her bir dönemin özelliklerini yansıtan portreler, çerçeve yazılar, belgeler ve fotoğraflar da kitabın anlatımını zenginleştiriyor.
“Bu muhteşem çalışmaya katkıda bulunan genç tarihçilere, sosyal bilimcilere sonsuz teşekkürler...”
- Prof. Dr. Korkut Boratav
Hegel’e göre, gerçeklik bir bütünlüktür. Marx’a göre de, yaşam ancak bütünlüğü içinde kavranabilir. Türkçesi, “parça ancak parçası olduğu bütünlük içinde anlam kazanır.''
Önünüzdeki kitap, Osmanlı İmparatorluğu’nun kuruluşundan başlayıp günümüze uzanan büyük süreci işte bu anlayışla gözler önüne seriyor. Bu bir tarih çalışması, ama basit bir siyasal tarih, iktisadi tarih ya da kültür tarihi değil. Bütünlükçü bir kaygıyla kaleme alınmış bir “yaşam tarihi”. Büyük değeri buradan kaynaklanıyor.
- Prof. Dr. Cem Eroğul