ÖLÜLER HAKKINDA YALNIZCA İYİ ŞEYLER KONUŞULMALIDIR.
Balkanlarda ortaya çıkan yeniçerileri kimler, hangi amaçla vampire dönüştürdü?
Yeniçeri Ocağı’nı ortadan kaldıran Sultan Mahmud ve şehzadelerini bekleyen tehlike neydi?
Habis mahluklara dönüşen yeniçerileri yok etmek için hangi cemiyet görevlendirildi ve bu cemiyetin geçmişi hangi padişaha uzanmaktaydı?
Yüzyıllardır Osmanlı ile hesaplaşan Tapınak Şövalyeleri’nin yeni planları neydi ve onlara hangi devlet adamları destek veriyordu?
Şövalyelerin ele geçirmek istediği kayıp kitaplar nelerdi, bu kitaplarla neler yapmak istiyorlardı?
Yeniçerileri vampire dönüştüren kitabın geçmişi hangi medeniyete uzanıyordu ve onlar nasıl tedavi edilebilirdi?
Mahlukat adlı korku türündeki sinema filmine de ilham veren bu roman, tarihsel kaynaklara dayanılarak kurgulanmış, soluk kesici, tüyler ürpertici bir hakikatin kanlı anekdotudur.
“Osmanlı döneminde yaşanan gerçek bir vaka… Cinler, vampirler ve daha fazlası… Korkuyu iliklerinize kadar hissederken türüne getirdiği yenilik ile sizi her sayfasında şaşırtacak bir hikâye. En etkileyici kısmı ise kendi topraklarımızın, geçmişimizin hikâyesini anlatması. Serinin devamını şimdiden çok merak ediyorum.”